Reklamı Geç
HABER DETAY
EMEK PARTISI BALIKESIR İL ÖRGÜTÜ'NDEN BASIN AÇIKLAMASI
Emek Partisi Balıkesir İl örgütü yapmış olduğu açıklamada “Birlikte kazanacağız, halk kazanacak” vurgusu yaptı. İl örgütü adına açıklama yapan Emek Partisi Balıkesir İl başkanı Cemil Mehmet Tosunoğlu demokratikleşme ve temel haklar için yapılması gerekenleri 14 maddede sıralarken “Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın ortaya çıkmasından bu yana, biri iktidarda diğeri muhalefette olan bu iki burjuva seçeneğe karşı halkın gerçek seçeneğini oluşturmak için çalışmalarını yürütmektedir.” İfadelerini kullandı.
16 Nisan 2022 - Cumartesi 10:48
2949 defa okunmuş.
BALIKESİR SİYASET

Tosunoğlu: “Tek adam yönetimi, Cumhur İttifakı ve arkasındaki sermaye güçleri ülkeyi ve halkı tam bir yıkıma sürüklüyor. “Yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları bitireceğiz” diyerek iktidara gelenler, Türkiye’yi yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ülkesi haline getirdi.

Ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları, stratejik öneme sahip işletmeler başta olmak üzere bütün birikim ve zenginlikleri özelleştirmelerle, fonlarla, kamu-özel iş birliği ve yap-işlet-devret projeleriyle yerli-yabancı tekellere peşkeş çekildi. 

 

Erdoğan ve AKP hükümetleri, “yerlilik ve millilik” propagandası eşliğinde, ülkeyi ekonomik, siyasi ve askerî açıdan emperyalizme daha fazla bağımlı hale getirdi; Dış güçlere karşı ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz” diyenler, yeni yıla girerken ortaya attıkları “kur korumalı mevduat” uygulamasıyla TL’nin kaderini tamamen dolara bağladı.

İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları ise Erdoğan ve hükümetinin politikalarıyla her geçen gün daha kötüye gidiyor. Ekonomik kriz ve Covid 19 salgınının yarattığı yıkımın faturası onlara kesiliyor. Zamlar, işsiz- lik, düşük ücretler, yüksek enflasyon, vergi adaletsizliği halkın yaşamını çekilmez hale getiriyor.

Tarım, hayvancılık ve gıdada dışa bağımlılık artarken, üretici köylülük iflasa sürükleniyor. 

Gerçekler gün gibi ortadayken Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın sözcüleri, bütün kötülüklerin kaynağının “dış güçler” olduğunu söyleyerek “oyuna gelmeyin” propagandası yapıyor. Buna itiraz edip hakkını arayanları ise “terörist, hain” ilan ederek baskılarla, tutuklamalarla, sürgünlerle susturmaya çalışıyorlar. 

 

  Ancak bütün baskılarına, ırkçı ve gerici propagandalarına rağmen Erdoğan ve Cumhur İttifakı, işçi ve emekçiler nezdindeki itibar kaybını durduramıyor, oy desteğindeki çözülmenin önüne geçemiyor. Tek adam yönetimi ile Cumhur İttifakı halk desteğini kaybettikçe ve sıkıştıkça baskılarını artıracak, ırkçı ve din istismarcı propagandaya daha fazla sarılacak, gerici faşist bir rejim kurma yolunda yürümekte ısrar edecektir.

 

Millet İttifakı bileşenleri, “Güçlendirilmiş-iyileştirilmiş temelde parlamenter sisteme geri dönüşü” vaat ediyorlar ve bunu bütün sorunlardan kurtulmak için sihirli bir formül olarak öne sürüyorlar. Ülkeyi düzlüğe çıkarmak için önerdikleri bu çözüm; emperyalizme bağımlılığın ve tekellerin egemenliğinin her alanda devam ettiği, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yağmalandığı, işçi ve emekçilerin iliklerine kadar sömürüldüğü ve baskı altında tutulduğu bu köhne düzenin sürdürülmesini temel alıyor. Halkın tam egemenliğinin sağlanması ve halk iktidarının kurulması, bağımlılık ilişkilerinin sona erdirilmesi, emperyalist ve işbirlikçi tekellerin egemenliğinin yıkılması ve yeni bir toplumsal düzenin inşa edilmesidir.

 

Mevcut koşullar ve gelecek açısından işçi ve emekçiler için tek çıkış yolu; ekonomik ve politik hakları elde etmek için birleşmek, dayanışma içerisinde olmak ve mücadele etmektir. Bu aynı zamanda ülkeyi sürüklendiği yıkımdan kurtaracak ve sorunların çözümü için somut adımların atılmasını sağlayacak tek çıkış yoludur. 

 

Bu gerçeğin bilincinde olan partimiz, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın ortaya çıkmasından bu yana, biri iktidarda diğeri muhalefette olan bu iki burjuva seçeneğe karşı halkın gerçek seçeneğini oluşturmak için çalışmalarını yürütmektedir. Emekten, barıştan, demokratik hak ve özgürlüklerden yana bütün parti, sendika ve meslek örgütlerinin, aydın, sanatçı ve bilim insanlarının bir araya gelmesi ve merkezi-yerel her düzeyde ortak hareket etmesi için girişimlerini sürdürmektedir.

 

Bütün emek ve demokrasi güçlerini Cumhur İttifakı’nı yıkacak, Millet İttifakı karşısında sömürülen ve ezilen halk kitlelerinin haklarını kararlıkla savunacak üçüncü bir seçeneği, gerçek bir Halk İttifakı seçeneğini oluşturmak üzere birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.

 

Ülke yönetiminin demokratikleşmesi, temel haklar ve barış için

1- Tek adam tek parti yönetimine tüm kurum ve uygulamalarıyla birlikte son verilmelidir. En kısa sürede hal- kın seçtiği temsilcilerden oluşan bir kurucu meclis tarafından, halkın en geniş kesimlerinin katılımıyla yeni bir anayasa hazırlanmalı ve halkın onayına sunulmalıdır. 

2- Valilik, kaymakamlık gibi tüm atanmış kurumlar kaldırılmalı, bölge ve yerellerde yönetim yetkisi seçilmiş yerel meclislerde olmalıdır.

3- Yürütmenin yargıya müdahalesi son bulmalı, yargı her düzeyde bağımsız olmalıdır. 

4- Düşünceyi yayma, basın ve haberleşme, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını engelleyen her türlü sınırla- maya son verilmelidir.

5- Partilere konan yüzde 10 barajı sıfırlanmalı, örgütlenme ve siyasal faaliyet yürütme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır. Lokavt yasaklanmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, bütün işçi ve emekçilere sınırsız sendikal örgütlenme, her türlü (hak, dayanışma, siyasal ve genel) grev ve toplu sözleşme hakkı tanınmalıdır.

6- Gerçek bir laiklik için din, devletten ve okuldan ayrılmalıdır.

7) Eğitim her kademede parasız, bilimsel ve demokratik olmalıdır. YÖK kaldırılmalıdır. 

8) Sağlıkta özelleştirmeye son verilmeli, başta hastaneler olmak üzere laboratuvarlar gibi halk sağlığı bakımından temel öneme sahip büyük özel sağlık kuruluşları kamuya devredilmelidir.

9) Yerli ve yabancı sermaye sahiplerine kredi ve ihaleler yoluyla sağlananlar başta olmak üzere tanınan tüm ayrıcalıklara son verilmelidir.

10) Salgın koşullarında daha da artan kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için gerekli önlemler hızla alın- malı ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 

11) Kürt sorunu, tam bir ulusal hak eşitliği temelinde barışçıl ve demokratik temelde çözülmelidir. 

12) Sınır ötesi operasyonlar durdurulmalı, tüm komşu ülkelerle eşitlik, karşılıklı yarar, içişlerine karışmama, egemenlik haklarına saygı ve barış temelinde ilişkiler geliştirilmelidir. Emperyalist ülkeler ve kurumlarla yapılmış açık, gizli siyasal ve askeri bütün anlaşmalar fesih edilmelidir. NATO’dan çıkılmalı,  Saldırgan ve yayılmacı amaçlarla silahlanma ve savaşa ayrılan bütçe, halkın ihtiyaçları için kullanılmalıdır.

13) Maden aramaları ve çıkarılması, lüks turistik tesis ve konut inşası gibi kar ve rant için doğayı ve çevreyi yıkıma  uğratan bütün yatırımlar durdurulmalıdır.

14) Sanata ve sanatçılara yönelik baskı, yasak, sansür uygulamalarına; sanatçıların yaratım süreci üzerindeki sermaye ve piyasa egemenliğine son verilmelidir. 

 

Çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için

1) Zamlar durdurulmalı ve yapılan zamlar geri alınmalıdır. 

2) Çalışma süresi günde 7 saati, haftada 5 günü (35 saati) geçmemeli, ağır ve tehlikeli işlerde 5 saatlik iş günü uygulanmalıdır.

3) Evden çalışma ve kısa çalışma başta olmak üzere her türlü esnek çalışma, taşeron, kiralık, sözleşmeli vb. güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, özel istihdam büroları kapatılmalı, her alanda kadrolu ve güvenceli çalışma sağlanmalıdır. 

4) İşten atmalar yasaklanmalı, herkesin yetenekleri doğrultusunda iş sahibi olması devlet tarafından garanti altına alınmalıdır. 

5) Bankalar ve diğer finans kuruluşları, büyük sermaye ve büyük toprak sahiplerinden alınan vergiler artırılmalıdır. Temel tüketim mallarından alınan KDV ve ÖTV kaldırılmalı, lüks tüketim mallarından alınan vergiler yükseltilmelidir.

6) Yoksulluk sınırının altında geliri olan ya da hiç geliri olmayan her hane için doğalgaz, su, elektrik, tele- fon-internet hizmeti ücretsiz olmalıdır. 

7) Yoksul, küçük ve orta köylülerin bankalara, emperyalist ve işbirlikçi tekellere, tefeci ve büyük toprak sahiplerine olan tüm borçları faizsiz olarak ertelenmeli, ipotekler ve diğer yükümlülükler kaldırılmalıdır.

8) İnsanlığa karşı suç işleyenler hariç Türkiye’ye sığınanlara mültecilik statüsü tanınmalıdır. Mülteci ve göçmen işçilere sendikalara üye olma hakkı tanınmalıdır. Türkiye’yi AB’nin göçmen deposu haline getiren “Geri Kabul Anlaşması” iptal edilmelidir.” İfadelerini kullandı. 

 
Editör:Mustafa Karakaşlar Kaynak: (KH) - Karakaşlar Haber

İlgili Video

Web Tv'de Görüntüle

Bu videoyu yorumlamak ve paylaşmak için ayrıca tıklayın.




Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.