Eylül ayında TTB Genel Yönetim Kurulu olarak alınan karar gereği, 20 Ekim 2021’den başlayarak bütün sağlık çalışanları ve hekimler için, 3600’den başlayarak 7200’e kadar kademeli artış gösteren Ek gösterge talebimiz başta olmak üzere, şiddete karşı TTB nin hazırladığı yasa önerisi, 5 dakikada hasta muayene edilemeyeceği, çalışma koşullarımız, Covid-19’un hekimler ve sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması özlük ve ekonomik haklarımıza yönelik eylemlilik süreci başlattık. 6 haftalık eylemlilik süreci 23 Kasım’da İstanbul’dan başlayarak, Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de devam eden  “Beyaz Yürüyüş” ve 27 Kasım’da Ankara’da “ Beyaz Forum” ile sağlık meslek ve emek örgütleriyle birlikte Türkiye’nin bütün bölgelerinden gelen hekimlerle büyük bir buluşmaya dönüştü. Bu buluşmanın en önemli mesajı;  hep birlikte sonuç alana kadar mücadele yürütme kararlığımızdı. Özlük ve ekonomik haklarla ilgili taleplerimizde yapılacak düzenlemelerin bütün hekimleri kapsamasını istedik. “Bütün sağlık çalışanlarına müjde!” diye sunulan, ancak sadece kamuda çalışan hekimlere yönelik yapıldığı ifade edilen bir düzenleme. Rakamlardan bağımsız, birlikte çalışan bütün sağlık emekçilerini kapsamayan düzenlemelerin ve uygulamaların karşılığı sağlığın bir ekip işi olması gerçekliği ile  iş barışını bozması, sağlık hizmetlerini olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Bütün paylaşımlarımızda sağlık hizmet sunumunun bütüncül olduğunu; sağlık alanında, sağlık çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları konusunda yapılacak bir düzenlemede sağlık çalışanlarının temsilcileri olan sağlık emek ve meslek örgütleriyle görüşme yapılarak karar alma süreçlerine mutlaka dahil edilmeleri gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Yapılan düzenleme ile hekimler arasında, hem de hekim dışı sağlık çalışanları arasında ayırım yapılmıştır. Oysa ekonomik ve özlük haklar konusunda yapılacak bir düzenlemede hiç bir sağlık çalışanı kapsam dışında bırakılmamalıdır. Sağlık çalışanlarının her biri kritik önemdedir. Tüm sağlık emekçilerine ekonomik krizin olduğu koşullarda insanca yaşayacak temel bir ücret verilmelidir. Üniversiteler, Aile Sağlığı Merkezlerindeki ve BAĞ-KUR, SSK'lı hekimlerle birlikte asistanları ve diğer tüm sağlık çalışanlarını kapsam dışında bırakan, emekli hekimler arasındaki eşitsizliği derinleştiren bu düzenlemenin adaletsiz olduğunu belirtmek isteriz. Ayrıca düzenlemede belirsizlik söz konusudur. Hak taleplerimizi dile getirdiğimiz eylem ve etkinliklerdeki talebimiz sadece Sağlık Bakanlığında çalışan hekimlere yönelik iyileştirme içermemekte ve tüm sağlık çalışanlarının çalışma alanlarının, çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini, halkın sağlık hakkını savunduğumuzu her seferinde dile getirilmiştir.  Bu taleplerimizi görmezden gelen, eşitsizliklere neden olan, çalışma barışını bozan ve güvencesiz bir ücretlendirme olan performansa dayalı ödemeyi sürdüren son değişikliği kabul etmediğimizi;  insanca yaşamak için hakkımız olan ödemeyi istediğimizi yine tekrarlıyoruz. Sonuç itibariyle   hekimler arasında ve sağlık çalışanlarının ücretlerinde  eşitsizlikleri gidermediği gibi daha da derinleştiren bu son düzenlemenin yerine bütün sağlık emekçilerini kapsama dahil eden adaletli bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Böyle bir adaletsizliğin en kısa zamanda gerekli düzenlemeler yapılarak giderilmesini ve pandemide özveriyle mücadele eden başta hekimler olmak üzere   tüm sağlık çalışanlarının emeklerinin karşılığının verilmesini talep ediyoruz. Sağlık Bakanı’na, hükümete ve TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının  emekliliğe yansıyacak temel ücretleri hakkaniyetli olarak yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. Yıllardır sözü verilen ek gösterge 3600’den başlayarak hekimler için de kademeli olarak 7200’e kadar  uygulanmalıdır. Sağlık Bakanı’nın açıklamasında yer alan hekimlere yönelik maaş artışı hem çalışan hem de SSK-Bağ-Kur'lu ayrımı gözetilmeksizin tüm hekimler ve sağlık emekçileri için uygulanmalıdır. Tüm haklarımızı alıncaya kadar,  Anayasadan aldığımız güçle ve demokratik yöntemlerle mücadelemizi sürdüreceğiz.

Eylül ayında TTB Genel Yönetim Kurulu olarak alınan karar gereği, 20 Ekim 2021’den başlayarak bütün sağlık çalışanları ve hekimler için, 3600’den başlayarak 7200’e kadar kademeli artış gösteren Ek gösterge talebimiz başta olmak üzere, şiddete karşı TTB nin hazırladığı yasa önerisi, 5 dakikada hasta muayene edilemeyeceği, çalışma koşullarımız, Covid-19’un hekimler ve sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması özlük ve ekonomik haklarımıza yönelik eylemlilik süreci başlattık.

6 haftalık eylemlilik süreci 23 Kasım’da İstanbul’dan başlayarak, Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de devam eden  “Beyaz Yürüyüş” ve 27 Kasım’da Ankara’da “ Beyaz Forum” ile sağlık meslek ve emek örgütleriyle birlikte Türkiye’nin bütün bölgelerinden gelen hekimlerle büyük bir buluşmaya dönüştü. Bu buluşmanın en önemli mesajı;  hep birlikte sonuç alana kadar mücadele yürütme kararlığımızdı.

Özlük ve ekonomik haklarla ilgili taleplerimizde yapılacak düzenlemelerin bütün hekimleri kapsamasını istedik.

“Bütün sağlık çalışanlarına müjde!” diye sunulan, ancak sadece kamuda çalışan hekimlere yönelik yapıldığı ifade edilen bir düzenleme. Rakamlardan bağımsız, birlikte çalışan bütün sağlık emekçilerini kapsamayan düzenlemelerin ve uygulamaların karşılığı sağlığın bir ekip işi olması gerçekliği ile  iş barışını bozması, sağlık hizmetlerini olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır.

Bütün paylaşımlarımızda sağlık hizmet sunumunun bütüncül olduğunu; sağlık alanında, sağlık çalışanlarının ekonomik ve özlük hakları konusunda yapılacak bir düzenlemede sağlık çalışanlarının temsilcileri olan sağlık emek ve meslek örgütleriyle görüşme yapılarak karar alma süreçlerine mutlaka dahil edilmeleri gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Yapılan düzenleme ile hekimler arasında, hem de hekim dışı sağlık çalışanları arasında ayırım yapılmıştır. Oysa ekonomik ve özlük haklar konusunda yapılacak bir düzenlemede hiç bir sağlık çalışanı kapsam dışında bırakılmamalıdır. Sağlık çalışanlarının her biri kritik önemdedir. Tüm sağlık emekçilerine ekonomik krizin olduğu koşullarda insanca yaşayacak temel bir ücret verilmelidir. Üniversiteler, Aile Sağlığı Merkezlerindeki ve BAĞ-KUR, SSK'lı hekimlerle birlikte asistanları ve diğer tüm sağlık çalışanlarını kapsam dışında bırakan, emekli hekimler arasındaki eşitsizliği derinleştiren bu düzenlemenin adaletsiz olduğunu belirtmek isteriz. Ayrıca düzenlemede belirsizlik söz konusudur.

Hak taleplerimizi dile getirdiğimiz eylem ve etkinliklerdeki talebimiz sadece Sağlık Bakanlığında çalışan hekimlere yönelik iyileştirme içermemekte ve tüm sağlık çalışanlarının çalışma alanlarının, çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini, halkın sağlık hakkını savunduğumuzu her seferinde dile getirilmiştir.

 Bu taleplerimizi görmezden gelen, eşitsizliklere neden olan, çalışma barışını bozan ve güvencesiz bir ücretlendirme olan performansa dayalı ödemeyi sürdüren son değişikliği kabul etmediğimizi;  insanca yaşamak için hakkımız olan ödemeyi istediğimizi yine tekrarlıyoruz.

Sonuç itibariyle   hekimler arasında ve sağlık çalışanlarının ücretlerinde  eşitsizlikleri gidermediği gibi daha da derinleştiren bu son düzenlemenin yerine bütün sağlık emekçilerini kapsama dahil eden adaletli bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Böyle bir adaletsizliğin en kısa zamanda gerekli düzenlemeler yapılarak giderilmesini ve pandemide özveriyle mücadele eden başta hekimler olmak üzere   tüm sağlık çalışanlarının emeklerinin karşılığının verilmesini talep ediyoruz.

Sağlık Bakanı’na, hükümete ve TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının  emekliliğe yansıyacak temel ücretleri hakkaniyetli olarak yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. Yıllardır sözü verilen ek gösterge 3600’den başlayarak hekimler için de kademeli olarak 7200’e kadar  uygulanmalıdır. Sağlık Bakanı’nın açıklamasında yer alan hekimlere yönelik maaş artışı hem çalışan hem de SSK-Bağ-Kur'lu ayrımı gözetilmeksizin tüm hekimler ve sağlık emekçileri için uygulanmalıdır.

Tüm haklarımızı alıncaya kadar,  Anayasadan aldığımız güçle ve demokratik yöntemlerle mücadelemizi sürdüreceğiz.