Yapılan ziyarette vatandaşlarımızın kendisine ilettiği sıkıntıları not alan ve bunu bizlerle paylaşan Özlem URAL;   “Her hafta düzenlediğimiz ilçe ve kırsal ziyaretlerimizde, bu hafta bizlere eşlik eden Sındırgı İlçe Başkanımız Nuh Nabi Çiftçi ve yönetimine teşekkür ederim. Biz bu yola, ülkemiz ve milletimizin içine düşürülmeye çalışıldığı karanlığı fark eden ve bu durum karşısında sessiz kalamayan, tüm makam, mevki ve gücünü bir kenara bırakarak ‘Cesurlar Hareketini’ kurmak için bir araya gelen Genel Başkanımız Meral Akşener ve kurucularımızdan güç alarak çıktık. Karanlık, güneş doğana kadar sürer, sonrasında sadece gölgelerde saklanabilirsiniz. Tıpkı bugün olduğu gibi. Bırakın küf tutmuş yüreklerinizi güneşin sıcaklığına, belki bir kurtuluş şansı kalmıştır, çürümek üzere olan ruhlarınızın. Bırakın kendinizi İYİ’liğe. Hiçbir zaman çok geç değildir, adil olmak için, cesur ve İYİ olabilmek için… Cesur demişken ‘cesaret’ korkusuz olmak değil, korkuya rağmen adım atabilmektir.   Halkına yaklaşabilecek, derdini dinleyebilecek, ona dokunabilecek, gözlerinin içine bakabilecek yüzleri kalmamış olanların, her gününü köylerde, mahallelerde vatandaşımızın derdiyle dertlenerek geçiren, onlara dokunabilen, oturup birer bardak çay içerken sohbet edebilenlere, kafasına estikçe temcit pilavı gibi aynı safsatalar ile saldıranların olduğunu göre göre, bile bile sessiz kalanlar için biraz cesaret diliyoruz, yaradandan. Onlar varaklı koltuklarından atıp tuta dursunlar, biz milletimizin sinesine sığınıyoruz.” şeklinde yaptığı açıklamadan sonra, gün içinde katıldığı ziyaretler hakkında ise;   “Bugün Sındırgı ziyaretimize Gölcük Mahallemizle başladık ve Yüreğil Mahallemizle devam ettik. İnsanlar, güneşin doğmasıyla son yıllarda buz tutan yüreklerinin çözülmeye başlamış olduğunu, bizlere gösterdikleri sıcaklıkla o kadar belli ediyor ki bütün yorgunluğumuzun ve endişelerimizin yerini, milletimizden aldığımız güç ve başarma azmi dolduruyor ve yine diyoruz ki Başaracağız, Başaracağız, Başaracağız… Gölcük Mahallesi’nde milletimizle birlikte, yan yana, omuz omuza, gönül gönüle, düzenlenen yemek hayrına katıldık. Her iki mahallemizin sakinleri ve esnaflarımızla bir araya geldik. Bu buluşmamızda,   15.000 avukatın arasından yazılı sınavda 70’inci olan oğlunun, mülakatlarda elenmesine bir türlü anlam veremeyen anne babaların ‘İşin içine mülakat girince liyakat ortadan kalkıyor’ Gübre, yem ve mazot fiyatlarından adım atacak hali kalmayan çiftçimizin ‘Bu millet artık huzur içinde yaşamak istiyor’ Bir koltuğa oturunca kendisini bir halt sanan politikacıların, milletimize karşı saygısızlığından rahatsız olan amcamızın ‘Ayaklarını çelmişler halka bakıyorlar’ Ülkenin içine sürüklendiği karanlığı fark etmiş olan kardeşimizin ‘Bu insanların derdine bir çare bulun bir an önce, bu işin ilerisi de gerisi de kalmadı’ Köylünün bitirilmesinin yansımalarını çeken bir kahveci esnafı kardeşimizin ‘bir tüp, 175 TL, ayda 4 tüp kullanıyorum kahvede. Çayı var şekeri var suyu var. 1 TL’nin üstünde de çay satamazsın ki! Sadece köylü değil hepimiz bittik’ Dört nala koştuğu iddia edilen ekonomimizin, aslında ne durumda olduğunu kısaca özetleyen abimiz ve ablamızın ‘Boyumuzu aştı, boğulduk artık, nefes alamıyoruz’ Kooperatiflerinden dert yanan çiftçilerimizin ‘Köylü kooperatife uğruyor, satılan bir şey yok, herhalde zam gelecek diye bekliyoruz. Ne yapalım. Birilerinin huzur hakkı başka türlü ödenemez.’   İnsanlarımızın bizimle paylaştığı, anlatırken boğulduğu ama en azından bir dinleyeni olduğu için gözlerinin içinin parladığı mesajları, biz de sizlerle paylaşıyoruz.” diyen Özlem Ural, akşam saatlerinde davetli olduğu Hasan Basri Çantay Gazetecilik Ödül Töreni’nde ödül alan tüm basın mensuplarımızı tebrik ederek Özgür ve Tarafsız bir basının, Demokrasinin vazgeçilmez temel taşlarından birisi olduğunun altını çizdi ve sözlerini ‘Biz gelene kadar Allah’a emanet olun’ şeklinde tamamladı.

 Yapılan ziyarette vatandaşlarımızın kendisine ilettiği sıkıntıları not alan ve bunu bizlerle paylaşan Özlem URAL;

 

“Her hafta düzenlediğimiz ilçe ve kırsal ziyaretlerimizde, bu hafta bizlere eşlik eden Sındırgı İlçe Başkanımız Nuh Nabi Çiftçi ve yönetimine teşekkür ederim. Biz bu yola, ülkemiz ve milletimizin içine düşürülmeye çalışıldığı karanlığı fark eden ve bu durum karşısında sessiz kalamayan, tüm makam, mevki ve gücünü bir kenara bırakarak ‘Cesurlar Hareketini’ kurmak için bir araya gelen Genel Başkanımız Meral Akşener ve kurucularımızdan güç alarak çıktık. Karanlık, güneş doğana kadar sürer, sonrasında sadece gölgelerde saklanabilirsiniz. Tıpkı bugün olduğu gibi. Bırakın küf tutmuş yüreklerinizi güneşin sıcaklığına, belki bir kurtuluş şansı kalmıştır, çürümek üzere olan ruhlarınızın. Bırakın kendinizi İYİ’liğe. Hiçbir zaman çok geç değildir, adil olmak için, cesur ve İYİ olabilmek için… Cesur demişken ‘cesaret’ korkusuz olmak değil, korkuya rağmen adım atabilmektir.

 

Halkına yaklaşabilecek, derdini dinleyebilecek, ona dokunabilecek, gözlerinin içine bakabilecek yüzleri kalmamış olanların, her gününü köylerde, mahallelerde vatandaşımızın derdiyle dertlenerek geçiren, onlara dokunabilen, oturup birer bardak çay içerken sohbet edebilenlere, kafasına estikçe temcit pilavı gibi aynı safsatalar ile saldıranların olduğunu göre göre, bile bile sessiz kalanlar için biraz cesaret diliyoruz, yaradandan. Onlar varaklı koltuklarından atıp tuta dursunlar, biz milletimizin sinesine sığınıyoruz.” şeklinde yaptığı açıklamadan sonra, gün içinde katıldığı ziyaretler hakkında ise;

 

“Bugün Sındırgı ziyaretimize Gölcük Mahallemizle başladık ve Yüreğil Mahallemizle devam ettik. İnsanlar, güneşin doğmasıyla son yıllarda buz tutan yüreklerinin çözülmeye başlamış olduğunu, bizlere gösterdikleri sıcaklıkla o kadar belli ediyor ki bütün yorgunluğumuzun ve endişelerimizin yerini, milletimizden aldığımız güç ve başarma azmi dolduruyor ve yine diyoruz ki Başaracağız, Başaracağız, Başaracağız… Gölcük Mahallesi’nde milletimizle birlikte, yan yana, omuz omuza, gönül gönüle, düzenlenen yemek hayrına katıldık. Her iki mahallemizin sakinleri ve esnaflarımızla bir araya geldik. Bu buluşmamızda,

 

15.000 avukatın arasından yazılı sınavda 70’inci olan oğlunun, mülakatlarda elenmesine bir türlü anlam veremeyen anne babaların ‘İşin içine mülakat girince liyakat ortadan kalkıyor’

Gübre, yem ve mazot fiyatlarından adım atacak hali kalmayan çiftçimizin ‘Bu millet artık huzur içinde yaşamak istiyor’

Bir koltuğa oturunca kendisini bir halt sanan politikacıların, milletimize karşı saygısızlığından rahatsız olan amcamızın ‘Ayaklarını çelmişler halka bakıyorlar’

Ülkenin içine sürüklendiği karanlığı fark etmiş olan kardeşimizin ‘Bu insanların derdine bir çare bulun bir an önce, bu işin ilerisi de gerisi de kalmadı’

Köylünün bitirilmesinin yansımalarını çeken bir kahveci esnafı kardeşimizin ‘bir tüp, 175 TL, ayda 4 tüp kullanıyorum kahvede. Çayı var şekeri var suyu var. 1 TL’nin üstünde de çay satamazsın ki! Sadece köylü değil hepimiz bittik’

Dört nala koştuğu iddia edilen ekonomimizin, aslında ne durumda olduğunu kısaca özetleyen abimiz ve ablamızın ‘Boyumuzu aştı, boğulduk artık, nefes alamıyoruz’

Kooperatiflerinden dert yanan çiftçilerimizin ‘Köylü kooperatife uğruyor, satılan bir şey yok, herhalde zam gelecek diye bekliyoruz. Ne yapalım. Birilerinin huzur hakkı başka türlü ödenemez.’

 

İnsanlarımızın bizimle paylaştığı, anlatırken boğulduğu ama en azından bir dinleyeni olduğu için gözlerinin içinin parladığı mesajları, biz de sizlerle paylaşıyoruz.” diyen Özlem Ural, akşam saatlerinde davetli olduğu Hasan Basri Çantay Gazetecilik Ödül Töreni’nde ödül alan tüm basın mensuplarımızı tebrik ederek Özgür ve Tarafsız bir basının, Demokrasinin vazgeçilmez temel taşlarından birisi olduğunun altını çizdi ve sözlerini ‘Biz gelene kadar Allah’a emanet olun’ şeklinde tamamladı.