13 Ekim 2021 tarihinde Tabip Odamızda,  Balıkesir Tıp Fakültesine yeni başlayan öğrencilerimizle bir araya geldik. 
                    
                    Bilgi aktarımı yaparak, sorunlarını dinledik.  Öğrenciler,  otobüs ring seferi aralıklarının fazla olması nedeniyle yoğunluk yaşandığını,  otobüslerin çoğu kez dolu olarak geçtiğinden öncelikli olarak ulaşım sorunlarının olduğunu belirttiler.
                    14 Ekim 2021 - Perşembe 17:38
                        
                                                            2066 defa okunmuş.
                                                    
                        
                    
                        BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE                    
                    
                    Hekimlik mesleği insan yaşamını ve esenliğini temel alan dünyanın en eski ve onurlu mesleklerinden biridir. Bu altı yılda pek çok bilgi ve beceri ile donanmış olarak mezun olacaksınız. Biliyorsunuz ki bilgi çağındayız, öğrendiğimiz bilgiler hızla değişiyor. Mesleki yetkinliğinizi daha bu yıllardan başlayıp, mezuniyetten sonra da geliştireceğinize, vicdanınızla ve iyi hekimlik ilkelerine bağlı kalarak çalışacağınıza inanıyorum.
Ülkemizde 2002 yılında 44 olan tıp fakültesi sayısı bugün 80’i Devlet 31’i Vakıf olmak üzere 111 olmuştur. 1 milyon nüfus başına düşen tıp fakültesi sayısı, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki sayıların iki misline yakındır. Tıp öğrencisi sayılarında da, tıp fakültelerinin alt yapı olanaklarını zorlayan büyük artışlar görülmüştür. Bu tıp fakültelerinde yaklaşık 75 bin öğrenci bulunmakta, 13 bin öğretim üyesi görev yapmaktadır. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 5,8’dir. Öğrenci sayıları ve eğitim-hizmet dengesi üzerinden akademik kadrolar oluşturulmadan, eğitim ve araştırma için yeterli alt yapı olanakları sağlanmadan, eğitim-öğretim programları ve araştırma faaliyetleri planlanmadan çok sayıda tıp fakültesi açılarak tıp ve uzmanlık eğitiminin niteliği düşürülmektedir. Bunun son örneği Bandırma’dır.
Yaşanan finansal kriz nedeniyle başta üniversite hastaneleri olmak üzere kamu ve özel birçok hastane faaliyetlerini sürdürmekte güçlük yaşamaktadır. Kamu üniversiteleri büyük bir borç yükü altındadır. Borçların büyük bölümü ilaç, tıbbı sarf malzemesi ve laboratuar giderlerinden oluşmaktadır. Ödeme süreleri 3-4 yılı bulabilmektedir. Üniversite hastanelerinin gelirleri, giderlerinin ancak üçte ikisini karşılamakta, bu hastaneler hizmet sundukça zarar eder hale gelmektedir.
Tıp fakültelerinin hastaneleriyle birlikte, işletme değil; bilim üreten, öğrencilerini geleceğe en iyi şekilde hazırlarken nitelikli sağlık hizmeti veren kurumlar olduğu unutulmadan, hizmet sunumundan kaynaklanan borçlarının ödenebilmesi için gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır. Son 19 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile sağlık hizmeti veren kurumlar bir işletmeye dönüştürülmüş, performansa dayalı ek ödeme sistemi, hastaya ayrılan süreyi azaltmış, yapılan işlem sayısı, nitelikli sağlık hizmetinin önüne geçmiştir. Ülkemizin 82 milyonluk nüfusuna karşın, acil servislere geçtiğimiz yıl başvuru sayısı 130 milyon olmuştur. Mesai saatleri içinde polikliniklere ulaşamayan ya da muayene katılım bedeli ödemek istemeyen hastalar da acil servislere yönelmektedir. Bu durum hasta yükü zaten fazla olan acil servisleri çalışamaz duruma getirmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programının (SDP’nin) bir parçası olan ve Türkiye genelinde 2010 yılından bu yana uygulanan aile hekimliği sistemi, bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini birbirinden ayırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalı hale getirmiştir. Bütünlüklü ve sürekli bir sağlık hizmetinin olmayışı, sevk zincirinin hala kurulmamış olması, birinci basamağın adeta rapor verilen birimlere dönüştürülmesi ve tedavi edici sağlık hizmeti yönelimli olması, ikinci basamakta yığılan hastalara, gereksiz ilaç tüketimine, tetkik sayılarının artışına, buna karşılık bulaşıcı olmayan kronik hastalıklarda yaşanan ciddi artışa zemin hazırlamıştır. Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sağlık alanındaki en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Uygulanan sağlık politikaları, sağlık çalışanlarının değersizleştirilmesi ve hedef gösterilmesi şiddetin altında yatan en önemli nedenlerdir. Uygulanmakta olan sağlık politikalarını ele almadan, sağlıkta şiddetin çözümüne yönelik geçerli bir yaklaşım ortaya konamayacağını biliyoruz. Kamu otoritesine, yasa yapıcılara, hastane yöneticilerine, sağlık çalışanlarını her türlü şiddetten koruma görevlerini bir kez daha hatırlatıyor, Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı’nın bir an önce yasalaşmasını istiyoruz. Geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamaları, büyüyen ve kar getiren bir pazar olarak sağlık sisteminin bir parçası haline getirilmiştir.
Modern tıp uygulamalarına erişemeyenlere “umut tacirliği” yapılarak alternatif yaratılmak istenmektedir. Balıkesir Tabip Odası olarak etkinliği ve güvenilirliği belirlenmemiş, yarar zarar değerlendirmesi yapılmamış, bilimselliği kanıtlanmamış, toplum sağlığını tehlikeye atan, tüm bilim dışı uygulamaların karşısında olmayı, bilimsel ve çağdaş tıp yöntemlerine dayalı hizmet sunumunu tavizsiz olarak savunmayı sürdüreceğiz.
Son yılların önemli sağlık sorunlarından biri olan aşı reddi toplumda hızla yayılmaktadır. 2011 yılında çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 183 iken 2017 yılında bu sayı 23 bine çıkmıştır. Ne yazık ki, aşıyla önlenebilir hastalıklar sadece aşı yaptırmayan çocukları değil aşılı olanları da tehdit etmektedir. Aşılar ile ilgili yürütülen tartışmalar, bilimsel bir zemine sahip olmadığı gibi, insan sağlığı açısından bütüncül yaklaşımı da göz ardı etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda aşılardaki cıva, alüminyum gibi koruyucu maddeler ile otizm arasındaki ilişki çokça dile getirilmesine karşın, bilimsel olarak böyle bir ilişkinin olmadığı artık çok açık ve nettir. Sağlık Bakanlığı aşılarla ilgili kesin bir politika belirlemeli ve tartışmaları sonlandıracak yasal bir düzenleme bir an önce yapılmalıdır.
Tabip Odaları ve onların çatı örgütü Türk Tabipleri Birliği, tüm hekimleri temsil eden meslek örgütümüzdür. Sizler de mesleğe adımınızı attığınız bugünden başlayarak bulunduğunuz şehirdeki tabip odasına üye olabilir, özlük haklarınıza, halkın sağlık hakkına, mesleki etik değerlerimize, mesleki özerkliğimize ve meslek örgütümüze sahip çıkabilirsiniz. Bu topraklarda hekimler bundan 102 yıl önce olduğu gibi bugün de ülke sorunlarına duyarlı; her zaman bilimden, aydınlanmadan, laiklikten; her zaman bağımsızlıktan, barıştan ve özgürlükten yana oldular. Hiçbir şeye sessiz kalmadılar. Bulaşıcı hastalıklara karşı nefer, deprem mağdurlarına şifa oldular. Doğanın talanına, nükleer santrallere karşı durdular. Her zaman iyi hekimlik ve insan haklarından yana oldular. Etik ve deontolojik değerleri korumaktan vazgeçmediler.
Genç meslektaşlarım, ülkemizde hekimlik mesleğine hazırlanırken ve uygularken karşılaştığımız sorunlar her geçen gün artıyor. Buna karşın yılmıyoruz ve yılmayacağız! Sizlere aklın ve bilimin ışığında, mesleki etik ilkeler ve iyi hekimlik değerlerinden ayrılmadan, insandan ve yaşamdan yana olarak uygulayacağınız mesleğinizde başarılar diliyorum. Bu süreçte karşılaşacağınız her sorunda meslek odamız yanınızda olacaktır.
    
        Editör:Mustafa Karakaşlar
                        
                                                            Kaynak: (KH) - Karakaşlar Haber
                    
                    İlgili Video
                                    
                 Web Tv'de Görüntüle
                    
Bu videoyu yorumlamak ve paylaşmak için ayrıca tıklayın.
|  | ||
| 
 | 

